'Rakka zaferi erkek egemen sisteme karşı zafer olacak' 2016-11-23 09:09:43 RAKKA - "Ben yapamam, korkuyorum" diyen kadınların, Kürt kadınının mücadelesini örnek alarak Ortadoğu'nun sistemini değiştirdiğini belirten YPJ komutanlarından Nûjîn Dêrik, "Rakka'da vurulacak darbe kadının erkek egemen sisteme karşı zaferi olacaktır. Bu sebeplerle tüm gücümüzle buradayız ve ilerliyoruz" dedi. Erkek egemen zihniyetin bin yıllarca kadını yok saydığı Rojava'da artık kadınların öncülüğünde yeni bir sistem inşa ediliyor. Tüm dünyada korku yaratan DAİŞ'e karşı zılgıtlarıyla direnerek, tarihe not düşen kadınlar, inşa çalışmalarının devam ettiği bölgede şiddet, erken evlilik, çok eşlilik ve ekonomik sorunlara karşı da çözüm oldu. Devrimin adım adım örüldüğü Rojava'nın birçok kentinde kadınlar, asayiş, halk meclisleri, kooperatifler, kadın vakıfları, kadın komünleri, kadın örgütleri, mahkemeler, halk evleri, kültür sanat evleri, gençlik evleri, kadın bakanlıkları, kadın akademileri gibi kurumlaşmalara gitti. DAİŞ'e karşı mücadelede 2013 yılında kuruluşunu ilan eden Yekineyên Parastina Jinê (YPJ-Kadın Savunma Birliği), Minbic ve Rakka operasyonlarında da ön cephelerde yerlerini aldı. 2016 yılı Ağustos'unda Minbic özgürleştirildikten sonra Xalya Nimed'in "Hiç kolay ve bedelsiz olmadı" sözü verilen mücadeleyi özetliyordu. Özgürlük sonrası ortaya çıkan fotoğraf kareleri, "özgürlüğe kavuşma anları" olarak tarihe geçti. Rakka operasyonunda da tablo değişmedi ve operasyon kadın savaşçıların öncülüğünde başlatıldı. Operasyonun kadın komutan öncülüğünde sürdürülmesine ise en çok kadınlardan olumlu tepki geldi. Mücadeleleriyle tüm dünyanın dikkatini çeken YPJ komutanlarından Nûjîn Dêrik, 25 Kasım Kadını Yönelik Şiddette Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolaysıyla kadın mücadelesini değerlendirdi. ASIL OLAN MÜCADELE ETMEK 25 Kasım'ın her ne kadar 1960'lı yıllardaki Mirabel Kardeşler'e uygulanan zulme indirgense de kadın üzerindeki şiddetin bin yılları bulduğunu ifade eden Dêrik, toplumsal yaşamın olduğu her yerde kapitalist sistemin kadını bir eşya ve meta olarak kabul ettiğini söyledi. Kadının şiddet görmediği, katledilmediği, intihara sürüklenmediği ve cinsel saldırıya maruz kalmadığı gün olmadığını belirten Dêrik, sistemin tahakkümünü bu argümanlarla sürdüğüne işaret etti. Dêrik, şöyle devam etti: "Bu zihniyet dünyada kabul görmüş ve kurumsallaşmış. Bu erkek egemen sistem, kadın-doğa sistemini egemenlik altına aldığından beri zulüm ve şiddet devam etmektedir. 1999'dan beridir bu şiddet kınansa da yetmez, asıl olan bu sisteme karşı mücadele etmektir. Ancak bu şekilde sistem yıkılabilir ve değiştirilebilir." SADECE SİSTEME KARŞI DEĞİL... Ortadoğu'daki kadının durumuna değinen Dêrik, feodal sistemin hakim olduğu bölgede kadının siyasi, ekonomik, diplomasi alanında yer almadığını, toplumsal tüm haklardan yoksun olduğunu ve kimliğinin ret edildiğini ifade etti. Erkek egemen zihniyetin doğal tüm hakları aldığını ve yaşam alanının daraltıldığını aktaran Dêrik, Ortadoğu kadınlarının Kürt kadınının öncülüğünde 1980'den sonra savaşarak haklarını almaya başladığını vurguladı. Kürt kadının cins kimliğinin farkına varıp özgür yaşamayı tercih ettiğini dile getiren Dêrik, Kürt kadınının, Öcalan'ın felsefesiyle kendini tanıdığını söyledi. Dêrik, şöyle devam etti: "Bu mücadele Ortadoğu kadınlarına bazı mevziler kazandırdı. Sadece erkek egemen sisteme karşı değil, toplumsal yaşamda kadınlar kazanımlar elde etti. Bu zorlu mücadelesinde evden çıktı ve savaşmaya başladı. Büyük bir mücadele yürüttü. Siyaset yapamayan, evde oturan, çocuk doğuran, erkeğe hizmet eden kadın ret edildi. Ortadoğu coğrafyasından dünya kadınlarına sesini ulaştırdı. Günümüzde Kürt kadını bu direnişini, erkeğe, Ortadoğu toplumlarına ve dünya insanlığına kabul ettirdi." 'ORTADOĞU SİSTEMİNİ DEĞİŞTİRDİ' Kadın mücadelesinin Ortadoğu sisteminde değişiklikler yarattığına değinen Dêrik, şunları aktardı: "Birçok devrimci dönüşümde kadın rolünü oynadı. Ancak bu devrim ve dönüşümler yaşanınca kadının rolü tam olarak yorumlanamadı ve kadın gerçekliği inkar edildi. Kadın toplumsal, direniş, isyanda öncülük edip değişimin temelini oluşturmasına rağmen kadın geri bırakıldı ve rolü yok sayıldı. Siyasette ve ekonomide kendisine yer bulamadı. Tunus, Yemen, Mısır'da kadın ön saflardaydı. Zorlukları aşmada önde yer alan kadınlar, yine kapı ardında bırakıldı ve haklarını alamadı. Buda kadının öz savunmasıyla ancak haklarını güvenceye alabileceğini gösterdi." Kadınların haklarını savunmayı erkeğe bırakamayacağını anladığını kaydeden Dêrik, Rojava Devrimi ile birlikte kendi güçlerini oluşturduklarını ve mücadeleye başladıklarının altını çizdi. Kadın kimliği ile devrime katılınca değişimlere imza attıklarını vurgulayan Dêrik, "Kadının her alanda söz hakkı olduğunu ispatladık. Mücadelemizle kadın da, haklarını istemeye ve almaya başladı. Kürt kadını 'varım' diyerek dünya kadınlarına örnek oldu" dedi. 'DÜNYA KADINLARINA MODEL OLDU' Mücadeleleri ile birlikte El Kaide ve DAİŞ'in yenilmez olmadığını anlayan Afganistan kadınlarının da ayağa kalktığına dikkat çeken Dêrik, bu örneğin bile Kürt kadınlarının mücadelesinin dünya kadınlarına nasıl örnek olduğunu göstermeye yettiğini söyledi. Kürt kadınlarının Kobanê direnişi ile bu konuda zirveleştiğini dile getiren Dêrik, şöyle devam etti: "Arîn, Silava, Özgür, Hebun ve diğer yoldaşlarımız bunu kanıtladılar. 'Ben yapamam, korkuyorum' diyen kadın savaştı ve direndi. Bu dünya kadın mücadelesinde patlama yarattı. Kadını bir kullanım eşyası yapan DAİŞ'e karşı direnişleri, dünya kadınlarına model oldu." 'BURADAYIZ VE İLERLİYORUZ' Rakka'ya kadınların öncülüğünde başlatılan "Fırat'ın Gazabı" operasyonuna da değinen Dêrik, "Biz kadınlar için önemli bir hamle. Zira kadın düşmanı DAİŞ'in başkenti. DAİŞ'e Rakka'da vurulacak darbe kadının erkek egemen sisteme karşı zaferi olacaktır. DAİŞ kadın elinden ölümü cehennemin yolu olarak görüyor. Bu tespitleri öfkemizi ve mücadele azmimizi büyütüyor. Êzidî kadınları Rakka pazarlarında sattılar. Onların da intikamını orada alacağız. DAİŞ'i bitireceğiz. Bu sebeplerle tüm gücümüzle buradayız ve ilerliyoruz" diye konuştu. Erdoğan Altan - dihaber