Kaşan: KJA bu yüzden kapatıldı 2016-11-19 09:00:24 DİYARBAKIR - Hükümet tarafından Meclis gündemine getirilen cinsel istismar düzenlemesine ilişkin konuşan kapatılan KJA üyesi Fatma Kaşan, “Kadın kurumlarının kapatılmasının tek nedeni bu yönlü yasal düzenlemeleri rahatlıkla geçirmek” olduğunu söyledi. Kürt kadınların çatı örgütü olarak 2015 yılında kurulan ve geçen günlerde kapatılan Kongreya Jinên Azad (KJA), DBP Kadın Meclisi 20 Kasım’da kadın buluşması gerçekleştirecek. Özellikle son dönemde kadına yönelik dozu artan saldırıların sadece bir bölgenin sorunu olmadığını düşünen kadınlar, bunun evrensel bir saldırganlık olduğu düşüncesiyle kadınları harekete çağırdı. Dernekleri kapatılan KJA’nın tüm üyeleri ve bileşenleri ile gerçekleşen tartışmalar sonucunda kadınlar, “Mücadelemiz hiçbir zaman mühürlenemez” sloganı ile DBP Kadın Meclisi olarak tüm kadın örgütleri ile evrensel dayanışma içersinde olmaya hazırlanıyor. Buna ilişkin konuşan kapatılan KJA üyesi Fatma Kaşan, tüm kadınları ortak mücadeleye çağırdı. ‘BAŞARILMAK İSTENİYOR’ Hükümetin katı ulus devleti “dinsel faşizm ekseninde” kurtarmaya çalıştığını savunan Kaşan, önümüzdeki yüzyılı inşa etmeye dayalı sosyal bir saldırganlığın ortada olduğunu söyledi. Kaşan, “Katı ulus devlet modelini ve bu anlamdaki tekleşmeyi başarılı bir biçimde gerçekleştirmek istiyorsanız o toplumun bütün sosyal dokusunu milliyetçilik, cinsiyetçilik, dincilik üzerinden yeniden inşa etmeniz gerekiyor. Bu nedenle de birçok katı güç, ataerkil güç yeniden örgütlendirilerek sahaya sürülüyor. Bunlar tarikatlar yoluyla yapılıyor, militarist güçler üzerinden yapılıyor. Kadın yoğun bir saldırı altına alınarak başarılmak isteniyor. Kadın hareketinin somut bir ifadesi olan KJA’nın kapatılması ve KJA’nın bileşenlerinin kapatılmasının bu gerçeklikle bağı vardır. Önce kayyumlar yoluyla eşbaşkanlık sistemimiz hedeflendi. Kadın eş başkanlarımız yoğun biçimde siyasi soykırım operasyonlarına tabi tutuldu. Kayyum atanan yerlerde ilk yapılan icraatlar kadın politikaları daire müdürlükleri, kadın danışmanlık merkezleri ve kadın sosyal kurumlarının kapatılması oldu. Bu eksende yürütülen kooperatifler, kadının ekonomik anlamda güçlendirilmesi üzerine oluşturulan kooperatif örgütlenmeleri tümden ortadan kaldırıldı. Biz bu kapatılmaları genel bir saldırının parçası olarak görmüyoruz. Tersine politik saldırıları amaca ulaştırmak için öncelikle kadın hareketinin baskılanması, sindirilmesi ve tasfiye edilmesi gerekmektedir” diye konuştu. ‘KADINLAR BUNA İZİN VERMEYECEK’ “Bunu yapanlar önümüzdeki bir yüzyılı çalmak istiyorlar. Kadın kurtuluşuna dayalı, kadın özgürlüğüne dayalı 21. yüzyıla bir müdahalede bulunmak istiyorlar” diyen Kaşan, bundan dolayı mevcut saldırıyı dönemlik bir saldırı olarak görmediklerini vurguladı. Kaşan, sözlerini şöyle sürdürdü: “21’inci yüzyılı bize kaybettirebilirler. Niyet, amaç bunu ifade ediyor. 40 yıllık amansız mücadelenin sahibi olan Kürt kadınları buna izin verecek mi? Tabi ki izin vermeyecektir. Ancak bizim Türkiye’deki kadın hareketlerine, dünyadaki kadın hareketlerine bu anlamda bir çağrımız vardır. Bu mevcut saldırılar bir bölgenin yerel bir sorunu değildir. Bu evrensel bir saldırganlıktır. Tüm dünyadaki kadınların kaderini belirleyecek bir saldırganlığı ifade ediyor. Bu nedenle bütün dünya kadın hareketlerinin kendi gelecek öngörülerini Ortadoğu üzerinden görmeleri ve buna karşı evrensel bir dayanışmayı öne çıkarması gerekiyor.” ‘ÖRGÜTLEME ÜZERİNDEN ÇALIŞMA YÜRÜTECEĞİZ’ KJA’nın tüm aktivistleri, üyeleri ve bileşenleri ile bir araya gelip tartışma yürüten kadınlar, “Mücadelemiz hiçbir zaman mühürlenemez” sloganını önlerine koyduklarını ifade etti. Kaşan, şöyle devam etti: “Bir binaya, bir derneğe sıkıştırılmayız. Bizim için her alan her meydan bir kadın mücadele alanıdır. Bu araçlara dönük bir işlevsizleştirme varsa biz de yeni mücadele alanları bulma ve kadın mücadelesini büyütme kararlılığına vardık. Bu eksende bir tartışma yürüttük. DBP kadın meclisinin getirdiği öneri sonucunda, DBP kadın meclisi olarak bütün kadın kurumları ile dayanışma içerisinde bulunmak ve bunlarla bir araya gelip kadına yönelik saldırılar karşısında sorunlarımızı tartışmaya karar verdik. Bunlara karşı nasıl mücadele edeceğimiz yönünde bir buluşma gerçekleştirmek istedik. Bu temelde 20 Kasım’da DBP Amed İl binasında buluşma kararlılığına ulaştık. Dünya ve Türkiye kadın örgütlerinden kadın arkadaşları davet ettik. Kadın mücadelesini nasıl örgütleyebiliriz üzerinden bir çalışma yürüteceğiz.” ‘BU YASA TEKLİFİ KATLİAMLARIN ÖRNEĞİDİR’ AK Partili milletvekillerinin Meclis gündemine getirdiği cinsel istismar düzenlemesine de değinen Kaşan, bu yasa tasarısının kadına dönük vahşetin yasa tasarısı olduğunu savundu. Kaşan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bundan öte bir vahşet gerçekleştirilemez. Bu kadına dönük vahşetin katliamın ve soykırımın biricik örneğidir. Bu bazen fiziksel olarak kadına dönük öldürme ve soykırımlardan daha ağır gerçeklikleri ifade eder. Çocuk yaşta bir genç kadının bu yasa ile hem tecavüze uğramasının yolu açılıyor hem de tecavüzcüsüyle bir ömür boyu yaşayabilme olanağı tanıyor. Bunun bir çocuğun duygu dünyasında yaratacağı tahribatın tarifi yoktur. Bu bir ruhsal katliamdır. Bu anlamıyla da bunun daha ileri bir tarifi olamaz. Biz bunu vahim görmekteyiz. Bu yasa teklifi meclis gündemine getirildiğinde bizim ilk yorumumuz şu oldu. İşte bu yüzden kadın kurumları kapatıldı. Kadın kurumlarının kapatılmasının tek nedeni bu yönlü kadına dönük gerçekleştirilecek yasal düzenlemeler ve toplumdaki uygulamaların cinsiyetçi saldırganlıkların hiçbir muhalefete hiçbir tepkiye uğramadan kabul edilmesi ve toplumun yeniden bunun üzerinde inşa edilmesi içindir. Kadın mücadelecilerinin bu derece saldırıya uğraması, gözaltına alınması, tutuklanması kurumlarının kapatılmasının tek izahı budur.” ‘ULAŞILABİLECEK EN VAHİM NOKTADIR’ Yasa tasarısını “Türkiye siyasetinde ve toplumsal gerçekliği içerisinde yeri utançtır” olarak gören Kaşan, sözlerini şöyle tamamladı: “Bir kara lekedir. Bu yüzden biz bütün Türkiyeli kadın örgütlerine ve Kürt kadınlarına çağrı yapıyoruz. Bir çocuğun kendi tecavüzcüsüyle evlendirilmeye mecbur bırakılması, meclisin böyle bir yasayı onaylaması ve böyle bir yasa teklifinde bulunması Türkiye’de ulaşılabilecek en vahim noktayı ifade ediyor. Bu nedenle kadın mücadelesi açısından hiçbir zaman mücadele kendisini vahim derecede dayatmamıştır. Türkiye’de mevcut çelişkileri, gidişatı, aşabilecek tek şey kadın mücadelesidir. Türkiye’nin geleceğinde inanılmaz şeyler daha gerçekleşecektir. Bu yasayı toplumun vicdanına ahlakına yerleştirebilenler yarın kadınlar için çok daha korkunç şeyler gerçekleştirebilmektedir. Bu eksende kadın buluşmalarımızı gerçekleştireceğiz. Bu dönemki kadın mücadelemizi bu eksenler üzerinde yeni bir planlamaya kavuşturacağız ve çocuklarımızı kurtarmaya çalışacağız.”