İZMİR - Psikolog Burcu Ovacık, "Şiddete uğrayan kadın genelde bir korku silsilesine kapılıyor. Ancak kadına özsavunmaya dair doneler verildiğinde kendisindeki gücü de görebiliyor. Bu sebeple her kadının öz savunma yöntemlerini bilmesi gerekiyor" dedi.
Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü olan 25 Kasım yaklaşırken kadına yönelik şiddeti değerlendiren Psikolog Burcu Ovacık, şiddetin çok ciddi bir toplumsal sorun olduğunu ifade etti. Erkeğin kadına uyguladığı şiddetin psikolojik bir sorun olarak ele alınamayacağına dikkat çeken Ovacık, bunun erkeğin sorumluluğunu azaltacağını vurguladı.
Kadına yönelik şiddetin çok boyutlu olduğunu belirten Ovacık, bunun yalnızca psikolojik açıdan ele alınamayacağını söyledi. Psikolojinin toplumun içine gömülü olduğunu dile getiren Ovacık, bireyin ruh sağlığının ekonomi, mevcut siyasal denge, eğitim gibi toplumsal normlardan etkilendiğini ifade etti. Toplumda erkeğe güçlü olan cins, kadını yöneten gibi rollerin biçildiğini vurgulayan Ovacık, kadına ise erkek tarafından yalnızca evde yemek yapan, çocuğa bakan rolünde olmasının dayatıldığını söyledi.
Nesillerin bu dayatılan kurallara bağlı olarak yetiştirildiğini dile getiren Ovacık, bunları kırmanın yalnızca psikolojik çalışmayla mümkün olamayacağını kaydetti. Ovacık, "Toplumun kadına ve erkeğe biçtiği bu rollerin kırılması yalnızca psikolojik çalışma ile mümkün değil. Çok boyutlu bir mücadele gerekiyor. Kadının özgürleşmesi çok önemli. Çünkü böyle durumlarda kadınlar kendilerini çaresiz hissedebiliyor. Zaten böyle gelmiş böyle gidiyor diye düşünerek o ilişkiyi devam ettirebiliyor" dedi.
‘HER KADIN ÖZSAVUNMA YÖNTEMLERİNİ BİLMELİ’
Kadının yaşadığı şiddetin dozu arttıkça iradelerinin kırıldığını söyleyen Ovacık, daha sonra ise toplumda öğretildiği gibi bununla baş edebilmek adına şiddetin normalleştirildiğini dile getirdi. Bu sebeple kadınların öz savunma yöntemlerini bilmesi gerektiğini vurgulayan Ovacık, "Şiddete uğrayan kadın genelde bir korku silsilesine kapılıyor. Ancak kadına öz savunmaya dair doneler verildiğinde kendisindeki gücü de görebiliyor. Bu sebeple her kadının öz savunma yöntemlerini bilmesi gerekiyor" dedi.
‘HUKUKİ YAPTIRIMLAR DEVREYE GİRMELİ’
Genelde şiddet uygulayan erkeğin "o beni kışkırttı", "o bunu hak ettiği için yaptım", "eğer bana iyi davransaydım" gibi savunma mekanizmaları geliştirdiğine dikkat çeken Ovacık, bunun psikolojik bir sorun olarak ele alınamayacağını vurguladı. Kadına yönelik şiddetin psikolojik bir sorun olarak ele alındığı takdirde erkeğin sorumluluğunun azaltılacağının altını çizen Ovacık, "Bu toplumsal bir sorun. Ataerkiyle, feodal ilişkilerle, hatta kapitalist sistemin hukukuyla, kültürüyle medyasıyla desteklediği ciddi bir sorun. Dolayısıyla sistemde köklü değişiklikler yapılmadan, toplumsal cinsiyet rollerini yıkmaya yönelik devlet politikaları olmadan, hukuk olmadan, kadına yönelik şiddetin bitirilmesi veya azaltılması gibi bir durum ütopik olur" diye konuştu.
Türkiye'de cezai indirimler, iyi hal indirimleri uygulanan, mahkemeye dahi taşınmayan birçok kadına yönelik şiddet vakası olduğunu belirten Ovacık, feodal aile ilişkilerinin baskısıyla şiddet olaylarının yargıya taşınmadan aile içinde çözülmeye çalışıldığını dile getirdi. Bunlara rağmen kadına yönelik şiddeti engellemeye dönük önlemlerin alınabileceğini söyleyen Ovacık, bunun için en başta hukuki yaptırımların devreye girmesi gerektiğini vurguladı.
‘EĞİTİM DÜZEYİ ŞİDDET ÖNÜNDE ENGEL OLMUYOR’
Şiddete uğrayan kadınlara bakıldığında eğitim düzeyinin anlamlı bir fark yaratmadığını kaydeden Ovacık, birçok üniversite mezunu, ekonomik bağımsızlığını kazanmış kadının da, aynı kültürel ve ekonomik düzeyde olan bir erkeğin şiddetine maruz kalabildiğini dile getirdi. Ovacık "Şiddet genelde karşındaki kişinin ruhunu ve iradesini kendine tabi kılmakla ilgili bir şey. Dolayısıyla bunun eğitim seviyesi ile de açıklamayacağını görüyoruz, yaşıyoruz" dedi.
‘BİR ŞİDDET BİÇİMİ BİTER DİĞERİ BAŞLAR’
Kadına yönelik şiddetin, cinsel şiddet, psikolojik şiddet, fiziksel şiddet şeklinde birçok şekilde ele alınabileceğini belirten Ovacık, fiziksel şiddete uğrayan bir kadına, erkek fiziksel şiddet uygulamayı bırakınca o kadının uğradığı şiddetin son bulmadığına dikkat çekti. Ovacık, "Fiziksel şiddet bitince psikolojik şiddet başlıyor. Ya da psikolojik şiddeti kesince karşısındaki kadına saygı duymuş olmuyor. Bu yüzden bir bütün olarak o güç ilişkilerinden sıyrılıp bir özgürleşme mücadelesi vermek gerekiyor" diye konuştu. Toplumsal cinsiyet rollerinde, öğretilen toplumsal normlardan kurtulma mücadelesinin önemli olduğunu ifade eden Ovacık, kadınların dayanışma içinde olması gerektiğini kaydetti.