VAN - Van sokaklarında 2008 yılında polis şiddetine maruz kalan kadınlardan Zere Kavak, “O günden hiç unutamayacağım şeyler öğrendim, en önemlisi artık korkmamayı öğrendim ve kadınların cesaretli olması gerektiğini anladım” diyerek, ülkenin her tarafında sokakları terk etmeyen kadınlara işaret etti.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle kadınların alanlara indiği ve şiddete karşı haykırdığı bugünlerde, 2008 yılının Newroz’unda Van sokaklarında polis şiddetine maruz kalan kadınlardan Zere Kavak ve Rabia Aydın yaşadıklarını anlattı.
‘İLK SİNYALİ ERDOĞAN VERDİ’
Hafızalara, beyaz tülbentli kafalarına inen coplarla kazılan kadınlardan Zere Kavak (72), “O günden sonra çok daha fazla cesaretlendim” dedi. Saldırıda göğsünden ve boynundan yaralanan Kavak, sokağa çıkan Kürt kadınlarına yönelik şiddet sinyallerinin 2006 yılında, “Güvenlik güçlerimiz çocuk da olsa, kadın da olsa, kim olursa olsun, gereken neyse onu yapacaktır” diyen dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan tarafından verildiğine işaret etti.
‘YÜZÜMDEKİ KANDAN KİMSE TANIMIYORDU’
Barış Annesi olan Kavak, sokakta maruz kaldığı şiddetin götürüldüğü karakolda da devam ettiğini dile getirerek, şunları aktardı: “Newroz heyecanıyla parti binası önüne gittik ama her yer birden savaş alanına dönmüştü. Polis o kadar ağır saldırıyordu ki bir daha sağ salim eve dönemeyeceğimi sandım. Aslında biz anneler polislere durmaları için defalarca seslendik önlerine geçmeye çalıştık ama polis, birden silah kullanmaya başladı. En son hatırladığım tek şey onlarca annenin altında nefessiz kaldığımdı. Polisler öyle de durmadı o kadar çok dövdüler ki beni akan kandan beni tanıyamıyordu kimse. Gözlerimi hastanede açtığımda vücudumda onlarca kırık vardı. Ama polisin şiddeti orda da son bulmadı. Hastaneye gelip yaşıma başımdaki beyaz tülbentte bakmadan ‘törörist’ muamelesi yaptılar. Daha sonra beni karakola götürdüklerinde oradaki komiser gelip telsizini bütün gücüyle elime vurdu ve o vuruşla kan üstüme sıçradı.”
‘DAHA CESARETLİ OLMAYI ÖĞRENDİM’
Onlarca kadının o gün yaralandığını ve ölümden döndüğünün altını çizen Kavak, “Hala göğsümdeki kırık kemik iyileşemedi. O günden hiç unutamayacağım şeyler öğrendim, ama en önemlisi artık asla korkmamayı. Barışın kolay olmadığını öğrendim. Barış için kadınların daha da cesaretli olması gerektiğini anladım” şeklinde konuştu.
‘POLİS BENİ ÖLDÜ DİYE BIRAKTI’
Aynı gün başından aldığı darbe sonucu ağır yaralanan Rabia Aydın ise, ölümü göze alarak o gün sokağa çıktıklarını dile getirdi. Aydın, “Parti binası önünde toplanmaya başlığımız anlarda, birden göğsümde derin bir acı hissettim. Gaz fişeği göğsüme değmişti, yere düştüm. Bayıldıktan sonra bir ara gözlerimi açtım 4 polis bütün gücüyle başıma vuruyordu. Başım yarılmıştı, polisler beni öldü diye bırakıp gitmiş” diyerek yaşadıklarını özetledi.
Ülkenin her tarafında sokaklara çıkan kadınlara işaret eden Aydın, sokakların ödenen bedeller sonucu kadınların mücadele alanına dönüştüğünü vurgulayarak, “Eskiden alanlara çıkarken korkuyordum ama şimdi yaşadığım şeyler bana cesaretli olmayı öğretti” dedi.