Sokakları mücadele alanlarına dönüştürdüler

DİYARBAKIR - Yaşadıkları evlat acısını başka annelerin yaşamaması için ülkenin her tarafında beyaz tülbentleri ile sokaklara çıkan Barış Anneleri, çağrılarına baskı ve şiddetle yanıt verilmesine rağmen barıştaki ısrarlarından vazgeçmedi.

Arjantin’de 1976-1983 arasında hüküm süren askeri cunta rejimi boyunca kaybedilen çocukları için mücadele başlatan Plaza de Mayo Annelerinden esinlenerek ilk defa 1996 yılında bir araya gelen Barış Anneleri, mücadelelerine aralıksız devam ediyor. Son bir yılda sokağa çıkma yasağı ilan edilen Kürt kentlerinde yaşanan çatışma ve saldırılarda panzerlerin önüne geçen, çocuklarının cenazelerine ulaşamayan anneler, yaşadıkları baskı, tehdit, gözaltı tutuklamalara rağmen mücadeleden ve barış taleplerinden hiç vazgeçmedi.

'BİRBİRİMİZİ YARALARIMIZDAN TANIRIZ’

Her Cumartesi kaybedilen eş ve çocukları için adalet arayan Cumartesi Anneleri ile “Biz birbirimizi yaralarımızdan tanırız’’ diyerek ortak mücadele yürüttüler. Çatışmaların durması, barışın gelmesi talebiyle her Çarşamba İstanbul Dolmabahçe Sarayı önünde gerçekleştirdikleri oturma eylemiyle her şeye rağmen barışın sağlanabileceğini hatırlattılar.

SALDIRILARI DÜNYANIN GÜNDEMİNE TAŞIDILAR

Operasyonların olduğu bölgelerde canlı kalkan olan Barış Anneleri, çatışmaları daha da şiddetlendirecek kalekol ve karakollara karşı verilen direnişin içinde yer aldılar. Sokağa çıkma yasağının olduğu mahallelerde halkla birlikte tüm yönelimlere rağmen mahalleleri terk etmediler. Cizre’de bodrumlarda bekletilen yaralıların hastaneye kaldırılması için birçok şehir de açlık grevine girdiler. Yine sokağa çıkma yasağı ilan edilen alanlara dönük saldırıları yerinde incelemeleri için bağımsız bir heyet oluşturmaları talebiyle Birleşmiş Milletler temsilcilikleri önünde açlık grevi başlatarak, saldırıları dünyanın gündemine taşıdılar.

80 YAŞINDAKİ DILŞA ÖZGEN GÖZALTINA ALINDI

Her türlü baskıya direnişle karşılık veren Barış Anneleri, gerçekleştirdikleri demokratik eylemler karşısında ağır müdahalelerle karşılaştılar. Lice’de 2 çocuğunun mezarının bulunduğu mezarlıkta konteynır yaptığı için 80 yaşındaki Barış Annesi Dılşa Özgen, 13 Ağustos’ta gözaltına alındı. Birçok kadın kurumunun ve kadınların tepkileri sonucunda serbest bırakıldı.

MECLİSTE ÇIPLAK ARAMAYA MARUZ KALDILAR

1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Meclis'e giderek HDP, CHP ve Ak Partili vekillerle görüşerek barış için sorumluluk almaya çağırdı. Barış çağrılarına destek aramak için gittikleri Meclis'te ise çıplak aramaya maruz kaldılar.

İMRALI TECRİDİNİ KINADILAR

“Öcalan’a özgürlük yaklaşımı temelinde yürütülecek demokratik çözüm süreci Türkiye’de barışın, demokrasinin, özgür yaşamın adı olacaktır’’ diyerek, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kınamak ve barış taleplerini yenilemek için Taksim başta olmak üzere farklı birçok meydanda eylem gerçekleştirdiler.

ÇOCUKLAR ANNELERİNİN CENAZELERİNİ İZLEDİ

Şırnak'ın Silopi ilçesinde sokağa çıkma yasağı esnasında özel harekat polisleri tarafından vurulan 57 yaşındaki Taybet İnan'ın cenazesi, vurulduğu sokakta 7 gün boyanca yerde kaldı. Yaklaşmasına dahi izin vermedikleri çocuklarının gözü önünde günlerce bekletilen İnan'ın günlerce defnedilmesine de izin verilmedi.

Kürt annelerin faaliyetlerini ve barış taleplerini yineleyen Barış Anneleri Diyarbakır Meclisi Sözcüsü Havva Kıran, kimsenin evinde bile yaşam güvencesi olmadığını belirterek, her yerin karakola çevrildiğini söyledi.
Öz yönetim direnişleri boyunca birçok acının yaşandığını hatırlatan Kıran, “Annelerin çocuklarının cenazesini almalarına bile izin verilmedi. Birçoğunun mezarları bile yok. Sur, Cizre, Nusaybin, Gever gibi yerlerde vahşice katliamlar oldu. Oradaki anneler barış anneleriydi. Cenazeler haftalarca sokaklarda kaldı. Çocukları camdan annelerinin cenazelerini izlemek zorunda bırakıldı” dedi.

BARIŞ ÇAĞRILARI YANITSIZ KALDI

O dönemde akan kanın durması için Ankara’ya gittiklerini ve siyasi partilerle görüşme gerçekleştirdiklerini vurgulayan Kıran, çabalarının sonuçsuz kaldığını dile getirdi. Kıran, şöyle devam etti: “Başvuru yapmadığımız hiçbir yer kalmadı. Ankara’ya kadar gittik. Cumhurbaşkanlığı'na kadar gidip görüşmek istedik, izin vermediler. 2 gün Meclis önünde oturduk. Görüşme yapabilmek için. İzin vermediler. Sadece CHP ve HDP ile görüşebildik. Bir AKP’li kadın ile görüşebildik. ‘Sen de bir kadın olarak bu savaşın bitmesi için uğraş’ dedik. Görüştüğümüz kadın bize ‘Bu savaş bitmez. Bu savaş devam edecek sonuna kadar’ dedi. Barış çağrılarımıza karşılık alamadık.’’

'PADİŞAH OLMAK İÇİN ÖLDÜRMEKTEN VAZGEÇİN'

Barış Anneleri olarak yaşanan bunca saldırı ve acıya rağmen barışta ısrarcı olduklarını vurgulayan Kıran, bugünün birlik günü olduğunu söyledi. Barış Anneleri olarak müzakerelere devam edilmesi çağrısında bulunan Kıran,
"Önderlikle görüşmeler yapılsın. Masa kurulsun. Bu savaş bitsin. Kürt Türk çocukları ölmesinler. Padişah olmak için öldürmekten vazgeçin" çağrısında bulundu.

HDP Eş Genel Başkanları ve milletvekillerinin tutukluluklarını hatırlatan Kıran,
"Bütün dünyada herkes barış sayesinde kazanmıştır. Selahattin’i, Figen’i, Gültan’ı, Sebahat’ı tutukluyorlar. Tutuklayacaklarına seçim yapsınlar ama biliyorlar kazanamayacaklarını. Biz Barış Anneleri olarak diyoruz ki elinizi belediyelerimizden, kazanımlarımızdan, çocuklarımızın kanından çekin. Sarayların içinden hiçbir zaman Kürt halkını bitiremezsin. Biz Barış Anneleri olarak mücadelemize bu zulmü durdurup barışı getirene kadar devam edeceğiz” diye konuştu.